어느 날, 악마들이 모여 요술 거울을 만들어 내었습니다.
(Günlerden bir gün, şeytanlar birlikte büyülü bir ayna yarattılar).
악마들은 그 거울이 마음에 쏙 들어 아주 기분 좋았읍니다.
(Şeytanlar o aynayı çok beğendikleri için mutluydular).
그것은 아름다운 모습을 비치면 흉하게 보이고,
(O şeyler güzel görünenleri ışık saçarak çirkin gösteren),
웃는 얼굴을 비치면 우는 얼굴로 보이는 이상한 거울이었습니다.
(Gülen yüzü ışık saçarak ağlayan yüz gösteren tuhaf aynalardı).
"와, 신난다! 정말 좋은 것을 만들었다."
("Vayy, heyecan verici! Gerçekten iyi bir şey yaratmışlar").
악마들은 이것저것 가져다 거울에 비쳐 보고는 재미있어 못 결디겠다는 듯이 낄낄거리며 야단법석 이었습니다.
(Şeytanlar onu bunu getirip aynayı parlatarak eğleniyor tahammül edilemeyecek şekilde kıkırdıyor yaygara çıkarıyorlardı).
그러다가 악마 중의 하나가 엉뚱한 생각을 해냈습니다.
(Sonra şeytanların arasından birinin aklına kaçık bir fikir geldi).
"얘들아, 우리 이 거울로 하느님을 비쳐 볼까?"
("Çocuklar, biz bu aynaya 'Tanrı'nın ışığı' diyelim mi?").
악마: 착한 행동을 방해하는 나쁜 귀신.
(Şeytan: iyi davranıştan rahatsız olan kötü hayaletler (iblisler) ).
Bu kayıt "fulyayeliz.blogspot.com" için hazırlanmıştır. İzinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır..
~(≧▽≦)~Etiketler: dersler, hikayeler