Bugün biraz İngilizce çalışalım bence. Aslında bunlar İngilizcenin çok başı ama ben en başından başladım daha sağlam gidebilmek için. Hem bu sayede size de en başından anlatmış olurum :)
Bugün "be" fiilini Present Simple da inceleyeceğiz.
Gerekli bilgiler resimde yer alıyor . Bir de bunların kısaltmaları var tabii ki. Kısaltmalarından da bahsedeyim kısaca.
I am = I'm
You are= You're
They are not= They're not or (veya) They aren't
He is= He's not or he isn't
Bu şekilde kısaltmalar da kullanbiliriz..
Peki nerede kullanacağız bu am/is/are ı?
*Kendimizi veya başka birini tanıtırken;
I'm Fulya and She is my sister Güldeniz. = Ben Fulya ve o benim kardeşim Güldeniz.
*Havadan söz ederken;
It's a beautiful day. = Güzel bir gün.
*Saatten söz ederken;
It's half past four = Saat dört buçuk.
*Yer belirtirken;
Fulya and Güldeniz are in Korea :D :D :D :D :D = Fulya ve Güldeniz Kore'de.
*Hissettiğimiz şeylerden bahsederken ;
I'm happy = Ben mutluyum
*Selamlaşırken;
Hİ! How are you? = Merhaba! Nasılsın?
*Özür dilerken;
I'm sorry.I'm late! = Üzgünüm. Geciktim!
*Cisimleri tanımlarken;
It is not expensive. It's cheap. = Bu pahalı değil. Ucuz.
Falan filan uzatılabilir tabii ki :)
Şimdi bunlarla ilgili OXFORD GRAMMAR kitabından aldığım bir alıştırma yapalım ^^
.....................................
(telefonda konuşuyorlar)
CARMEN: Hello, George? I'm very sorry, but I'm early.I'm already at Heathrow in the arrivals area.
GEORGE: That's OK. We're in the car park. Where are you at the moment?
CARMEN: I'm near a chemist's.
GEORGE: What's the name of the chemist's? Is it "Sprighty's"?
CARMEN: Yes, that's right. It's quite big.
(George ve eşi Carmen'i karşılamaya geliyor)
GEORGE: It's good to see you, Carmen.This is my wife,Sue
SUE: I'm pleased to meet you,Carmen. How are you?
CARMEN: I'm fine,thanks. And you?
SUE: I'm very well,thanks.
GEORGE: Is your case heavy, Carmen? Let me carry it for you.
CARMEN: It isn't heavy,but it's quite big. Thank you.
SUE: Are you hungry or thirsty,Carmen?
CARMEN: No,but I'm a bit tired.
SUE: Let's go home, then.
(otoparkta)
CARMEN: George, is this a new car? It's beautiful.
GEORGE: Yes.It's expensive,but it's comfortable, and I'm an old man now.
CARMEN: You're not old,George!
GEORGE: I'm sixty-thre, Carmen. I'm not a teenager!
SUE: Let's get in the car.It's cold today. Are you cold, Carmen?
CARMEN: No, don't worry.This is my English coat!
.....................................
Şimdi burada bilmediğimiz kelimelere bakalım. Ama yazının tamamını ben çevirmeyeceğim. Bunu sizden bekliyorum arkadaşlar :) Lütfen çevirip yorum olarak yazın ^^
Early = Erkenci
Heathrow in the arrivals area. = Burası bir yer .
Near = Yakın
Chemist = Eczane
Sprightly = Eczanenin ismi (Sprightly's Chemist)
Quite =Oldukça
Wife = Eş, karısı
Pleased to meet you = Çoğunlukla biriyle "tanıştırıldığınız zaman" kullanılır.
Case = Çanta
Heavy = Ağır
Hungry = Acıkma
Thirsty = Susama
Tired = Yorgun
Beautiful = Güzel
Expensive = Pahalı
Comfortable = Konforlu, rahat
Old man = Yaşlı
Teenager = Genç
Don't worry = Endişelenme!
Coat = Ceket
Evet yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.
Şimdilik bu kadar Hoça Kalın !! ^^
Bu kayıt "fulyayeliz.blogspot.com" için hazırlanmıştır. İzinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır..
~(≧▽≦)~
Etiketler: başlangıçing, dersler, ingilizce